ALTIN
 2.917,64
DOLAR
 34,2964
STERLİN
44,8449
EURO
 37,4049

Emeğin Onurlu Mücadelesi ve Hak Arayışı

 

Emek, insan onurunun temel taşıdır. Tarlalarda alın teri döken çiftçiden, fabrikalarda gece gündüz demeden çalışan işçiye, maden ocaklarında karanlığı aydınlığa çeviren madenciye kadar emeğiyle hayatını var eden herkesin mücadelesi, aslında bir insanlık ve varoluş mücadelesidir. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında işçiler, haklı bir kavganın bayrağını taşıyor. Haksız yere işten çıkarılanlar, alın terinin karşılığını alamayanlar, tazminatları gasp edilenler, yaşamlarını emeğe adayanlar, haklı seslerini yükseltmeye devam ediyorlar.

 

Ancak bu haklı sese, mevcut iktidar kulak tıkamayı tercih ediyor. Daha önce metal ve maden işçilerinin grevlerini yasaklayan bildirilerle emekçilerin hak mücadelesini engellemeyi amaçladılar. Resmi Gazete’de yayınlanan yasaklarla grevleri engelleyeceklerini sandılar, bu adeta emeğin onurunu yok sayan bir tavırdı. Fakat emekçiler yılmadı. Onlar, üretimden gelen güçlerini kullanarak mücadelelerine devam ettiler. Kışın dondurucu soğuğunda, yazın kavurucu sıcağında, grev çadırlarında dayanışma içinde kaldılar. Çünkü biliyorlardı ki, hak verilmez, alınır.

 

Türkiye’nin geçmişinde, özellikle maden işçilerinin gerçekleştirdiği Ankara yürüyüşünü hatırlıyoruz. Yüzbinler, emeğin ve onurun sesiyle yürümüştü. Bugün benzer bir direnişi yeniden görüyoruz. İşçiler, haklı mücadelelerinde adım adım ilerliyorlar. Patronların baskılarına, iktidarın sopasına, kolluk güçlerinin müdahalesine rağmen geri adım atmıyorlar. Çünkü onlar, mücadelelerinde ne kadar haklı olduklarını biliyorlar.

 

Bu süreçte duyarlı kamuoyu, emeğin bu haklı davasını yalnız bırakmadı. Özellikle emekten yana duruş sergileyen milletvekilleri, sendikalar ve sivil toplum örgütleri, grev çadırlarına giderek işçilere destek oldular. Emek Partisi milletvekilleri İskender Bayhan, Sevda Karaca ve emekten yana olan diğer mücadeleci vekillerin işçilere omuz vermesi, dayanışma ruhunu güçlendirdi. Fabrikaların şalterlerini indirerek üretimi durduran işçiler, patronlara ve güç sahiplerine bir kez daha gösterdiler ki, emeği yok sayanlar asla kazanamazlar.

 

Bu mücadele, sadece ekonomik bir hak arayışı değil; aynı zamanda insan onurunu koruma mücadelesidir. Aç bir insanı susturamazsınız, ekmeği elinden alınan bir emekçiyi görmezden gelemezsiniz. Atalarımız ne güzel söylemiş: “Aç it fırın yıkar.” İnsanlar, haklarını ve onurlarını korumak için ne gerekiyorsa yaparlar. Halkın emeğini gasp edenler, bir gün o halkın öfkesi karşısında diz çökmek zorunda kalırlar.

 

Bugün, bu güzel insanların direnişleri önünde saygıyla eğiliyorum. Grev çadırlarında umutlarını, alın terlerini, mücadele ruhlarını büyüten işçilerin yüreklerinden öpüyorum. Onlar, sadece kendi haklarını değil, bu ülkenin onurunu da savunuyorlar. Duyarlı bir yurttaş olarak, bu mücadelenin yanında durmaktan gurur duyuyorum ve onları alkışlıyorum.

 

Emeğin gücüne inanıyorum. Çünkü biliyorum ki, emeğin olduğu yerde umut vardır, birlik vardır, dayanışma vardır. Onların sesine ses olmak, onların mücadelesine omuz vermek, hepimizin insanlık görevidir. Bugün hepimizi, emeğin ve adaletin safında olmaya çağırıyorum. Bu onurlu mücadeleyi selamlıyor, emeğin zaferini kutluyorum.

 

Emeğin gücüne ve baş eğmeyenlere selam olsun!

 

ADİL AKTAŞ 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner11

banner10