Emeğin Değerini Yaşatmak ve Emekçinin Yanında Durmak: Bir Görev ve Onur
Emeğin ve emekçinin sesi olmak, onların haklı mücadelelerinde yanlarında durmak, yalnızca bir siyasi tercih ya da ideolojik bir tutum değildir; bu, insan olmanın, onurlu bir yaşamı savunmanın ve hakikati yükseltmenin gereğidir. Biz emekten yana olanlar, emeğin en yüce değer olduğuna inanırız. Çünkü emek, insanın yaşamla kurduğu en temel bağdır. Ellerimizle üretilen, alın terimizle yaratılan değerler, bu dünyaya kattığımız anlamın en somut göstergesidir.
İşçiler, öğrenciler, memurlar, ırgatlar, ameleler, çalışanlar... Her biri bu toplumun omurgasını oluşturan, dünyanın dönmesini sağlayan emekçiler, bizim yol arkadaşlarımızdır. Onların yüzlerindeki yorgunluk, avuçlarındaki nasır ve umut dolu gözleri, bizi onlara daha sıkı bağlar. Onların hakkı gasp edildiğinde, ekmeği küçüldüğünde ya da sesleri bastırıldığında bizler, onların mücadelelerinin bir parçası olmayı görev biliriz.
Dün, Çayırhan Termik Santrali’nde çalışan maden işçilerinin, haklarını aramak için Ankara’ya doğru başlattıkları yürüyüşü izledim. Gözlerim doldu, yüreğim onlarla birlikte attı. Bu yürüyüş, yalnızca bir hak arayışı değil; aynı zamanda kararlılığın, dayanışmanın ve insanca yaşama iradesinin bir yansımasıydı. Ve onları yalnız bırakmayan Gaziantep milletvekilimiz Sevda Karaca, bu haklı mücadelenin bir parçası olarak, işçilerin omuz omuza yürüdükleri yolda onlarla birlikte yol aldı. İşte olması gereken budur: Emekçinin yalnız olmadığını, onların sesinin yankı bulduğunu ve haklı davalarının arkasında bir gücün olduğunu göstermek.
Ancak mücadele yalnızca bir yürüyüşle sınırlı kalamaz; emeğin onurunu savunmak, yaşamın her alanında sürdürülmesi gereken bir görevdir. Bugün termik santral işçilerinin yanında duruyoruz, yarın başka bir şehirde, başka bir sektörde hak mücadelesi veren işçilerin sesi olacağız. Onların haklarını alana kadar, emeği kutsallaştıran bir düzen kurulana kadar bu mücadele devam edecek.
Bu mücadele, yalnızca işçilerin mücadelesi değildir; bu, halkların kardeşliği, eşitlik ve adalet mücadelesidir. Çünkü emeğiyle var olan insan, yalnızca karnını doyurmak için değil, onurlu bir yaşam için çalışır. Bu yüzden emek mücadelesi, insanlık mücadelesidir. Biz, bu mücadelenin bir parçası olmaktan onur duyuyoruz.
Emeğin, dayanışmanın ve kardeşliğin bayrağını daha yükseklere taşımak, her birimizin ortak sorumluluğudur. Yaşasın Emek Partisi, Yaşasın dayanışma! Yaşasın sosyalizm ve halkların kardeşliği! Çünkü biz inanıyoruz ki bu dünya, emekle ve sevgiyle daha güzel bir yer olacak.
Emeğin onuru için, adaletin hüküm süreceği bir düzen için mücadeleye devam!
ADİL AKTAŞ