SİVAS MADIMAK YANGINI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Sivas Madımak Oteli yangını, Türkiye tarihinin en acı olaylarından biri olarak hafızalarda yer edinmiştir. 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta meydana gelen bu trajik olay, bir insanlık suçu olarak anılmakta ve hala toplumsal hafızada derin izler bırakmaktadır.
Madımak Oteli yangını, 1990'ların başında Türkiye'de yaşanan siyasi ve toplumsal gerginliklerin bir yansıması olarak ortaya çıktı. O dönemde laiklik ve din ekseninde yoğun tartışmalar yaşanıyordu. Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında Alevi-Bektaşi inancına sahip sanatçılar ve aydın yazarlar bir araya gelmişti. Ancak bu etkinlik öncesi Sivas içten içe kaynıyor ve radikal gruplar provoke eylemler için aleni çalışmalar yapıyorlardı. Buna karşın merkezi ve yerel yönetim önlem adına hiçbir girişimde bulunmuyor ve radikal kitle işin boyutunu daha da ileriye taşıyordu.
2 Temmuz 1993 günü, Sivas'ta toplanan bir grup radikal, etkinliğe katılanlara ve otelde konaklayan sanatçılara karşı protesto gösterisi düzenledi. Göstericilerin sayısı hızla arttı ve olaylar kontrolden çıktı. Madımak Oteli, göstericiler tarafından ateşe verildi. Yangında 33 yazar, ozan, düşünür ve iki otel çalışanı olmak üzere toplam 35 kişi hayatını kaybetti.
Olayın ardından geniş çaplı soruşturma başlatıldı ve çok sayıda kişi gözaltına alındı. Ancak yargılama süreci, kamuoyunda adaletin tam anlamıyla sağlanmadığına dair büyük tartışmalara yol açtı. Bazı faillerin yargılanmaması, cezaların yetersiz bulunması ve olayın faillerinin zaman aşımı nedeniyle serbest kalmaları, toplumda büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Oysaki “ insanlığa karşı işlenen suçlarda “ zaman aşımı söz konusu olamaz. Hepimizin bildiği gibi Nazi Almanya’sında Hitlerin uygulamış olduğu soykırım yıllar geçse de unutulmadı, hayatta olan ve soykırımda rolü olan Naziler yıllar sonra birer birer yakalanarak yargı önünde hesap verdiler.
Sivas Madımak Yangını, Türkiye'de toplumsal barışın ne kadar kırılgan olabileceğini ve hoşgörüsüzlüğün ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini gösteren acı bir örnek olarak tarihe geçti. Bu olay, toplumsal uzlaşının ve farklılıklara saygının önemini bir kez daha hatırlattı. Aynı zamanda, adaletin sağlanmasının ve sorumluların hesap vermesinin toplumsal yaraların sarılmasındaki önemini ortaya koydu.
Madımak Yangını, yalnızca bir trajedi olarak değil, aynı zamanda toplumsal barış ve adaletin ne kadar hassas dengeler üzerinde durduğunu gösteren bir ders olarak da hatırlanmalıdır. Bu acı olaydan çıkarılacak en önemli ders, hoşgörüsüzlüğe ve nefret söylemlerine karşı daha duyarlı ve kararlı bir duruş sergilemenin gerekliliğidir. Sivas Madımak Yangınını unutmamak ve unutturmamak, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için atılacak en önemli adımlardan biridir.
Ozan ne güzel söylemiş
GELİN TANIŞ OLALIM
İŞİ KOLAY KILALIM
SEVELİM, SEVİLELİM
DÜNYA KİMSEYE KALMAZ
Gelecekte barış ve huzur içerisinde bir arada yaşamamız dileklerimle….
ADİL AKTAŞ/MALATYA
3 TEMMUZ 2024